8 Kasım 2012 Perşembe

NARGİLE NEDİR NASIL İÇİLİR HAZIRLANMASI EVDE NARGİLE VİDEO İZLE

NARGİLE NEDİR NASIL İÇİLİR HAZIRLANMASI EVDE NARGİLE VİDEO İZLE

nargile nasıl yapılır resimli anlatım-nargile tütünü-nargile tütünü nasıl yakılır-nargile nasıl yapılır video-nargile nasıl hazırlanır-nargile nasıl yapılır video seyret-evde nargile nasıl yapılır video izle-sütlü nargile nasıl yapılır-nargile yapımı izle-nargile kolay yapımı-nargile nasıl içilir çekilir
Nargile Tütünü Çeşitleri | Nasıl Hazırlanır?

Nargile çeşitleri nelerdir?.. diye başlayacağımız sorunun cevabını vermek aslında çok zor. Nargile aslında tek çeşittir, tömbeki nargilenin günümüz neslinin damak tadına ayak uydurmak için aromalarla zenginleştirilmesi ile ( 

tabi zamanla ap ayrı bir çeşit olmuştur. Artık tömbeki üzerine aroma uygulanmamaktadır.) daha farklı tatlar ortaya çıkmıştır. Aklınıza gelebilecek hemen hemen herşeyin nargilesi yapılabilir. Fazla abarttığımızımı düşünüyorsunuz? buyrun bunlar sadece Türkiye de popüler olanlar, Suriye, İran, Dubai, Irak vs. buradaki çeşitleri daha tam olarak bilmiyoruz bile. Türkiye de ki Nargile Tütünü Çeşitleri;

Mango- Limon – Portakal – Nane – Vişne – Şeftali – Muz – Çilek – Kavun – Cappucino – Kırmızı elma – Yeşil elma – Karamel – Yasemin – Vanilya – Karışık – Üzüm – Kahve – Hindistan Cevizi – Gül – Bahreyin elması – Sütlü Cappucino – Böğürtlen – Ananas – Kayısı – Damla Sakızı – Franbuaz – Bal – Mandalina – Kola – Çift Elma – Karpuz – Sarmısak(Suriye) – Yılan Derisi(İran)

Hangi Tütünlerle Karışım Yapmak İdealdir?


Yeşil Elma:
→ Nane ,Muz ile karışımı öneririz..
Kırmızı Elma:
→ Nane ,Muz ile karışımı öneririz..
Cappuccino:
→ Bal , Muz ile karışımı öneririz..
Kavun:
→ Damla Sakızı , Nane ile karışımı öneririz..
Muz:
→ Bal , Çikolata , Damla Sakızı , Elma(yeşil,kırmızı) ile karışımı öneririz..
Çilek:
→ Çikolata , Bal ,Nane ile karışımı öneririz..
Vişne :
→ Nane , Ananas, Çikolata ile karışımı öneririz..
Ananas:
→ Böğürtlen, Üzüm ile karışımı öneririz..
Böğürtlen:
→ Ananas , Üzüm ile karışımı öneririz..
Franbuaz:
→ Çikolata ile karışımı öneririz..
Damla Sakızı:
→ Kapuçino , Nane , Hindistan Cevizi ,:Çilek , Kayısı ile karışımı öneririz..
Hindistan Cevizi:
→ Kapuçino, Muz, Çikolata ile karışımı öneririz..
Kayısı:
→ Nane ile karşım tavsiye edilir.
Portakal:
→ Limon , Nane ile karışımı öneririz..
Şeftali:
→ Nane ile karışımı öneririz..
Nane:
→ Genelde hepsinle karıştırıldığında güzel bir tat elde ediliyor.
Limon:
→ Nane , Portakal ile karışımı öneririz..
Çikolata:
→ Muz , Çilek ile karışımı öneririz..
Üzüm:
→ Nane, Çikolata, Böğürtlen, Ananas ile karışımı öneririz.

7 Kasım 2012 Çarşamba

CD NASIL YAPILIR KİM BULDU NASIL İCAT EDİLDİ VİDEO İZLE

CD NASIL YAPILIR KİM BULDU NASIL İCAT EDİLDİ VİDEO İZLE

cd nasıl yapılır video izle seyret,cd nasıl üretilir,cd nasıl kopyalanır,cd üretimi,cd yapılışı,sd nedir,cd yapılışı video izle,cd nasıl yazılır,cd nasıl çalıştırılır,cd nasıl kopyalanır
 CD,
“Compact Disc” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. CD’ler sayısal verilerin makineler tarafından okunabilir bir şekilde depolanabildikleri standart bir ortamdırlar. Lazer tabanlı bir okuyucu tarafından okunabilirler. CD’ler teyplerden daha hızlı ve daha doğru bilgi depolaması yapabilirler. Daha hızlıdırlar, çünkü CD üzerindeki her ize veriler ardışık olarak yazılsalar da izler doğrudan erişilebilir durumdadırlar. Bu izlere herhangi bir sıraya bağlı olmaksızın erişibileceği anlamına gelir. Daha doğrudur, çünkü veri CD’lere ikili kodlama sistemiyle yazılır, oysa teyplerde veri analog biçime dönüştürülmelidir. Ayrıca teyplerdeki “tıslama” CD’lerde yoktur.

CD sürücü nedir? : CD sürücü, CD’ye tutulan lazer ışının optik yansımalarını okuyan bir bilgisayar parçasıdır. Bir CD sürücü, CD üzerindeki çukurları okumak üzere standart bir kırmızı lazer kullanır.

CD NEDİR VE NASIL VERİ YAZILIR?Büyük boyutlardaki dosyalarla çalışan kişiler için CD yazıcılar çok gereklidir. Sistemdeki dosyalarınızın yedeklenmesi veya dijital resim arşivinizin saklanması gibi, sizin için önem taşıyan birçok bilgiyi gümüş plakalarda saklamanızı sağlar.
Bunun dışında CD yazıcılar yardımıyla el kameranızla kaydettiğiniz görüntüleri video CD formatında kaydedebilir ya da amatör müzik çalışmalarınızı audio CD formatında basabilirsiniz.

Öncelikle bu enteresan cihazlarin çalisma mantigina söyle bir göz atalim.
CD yazıcısının nasıl çalıştığını anlayabilmek için önce CD’nin temel çalışma prensibini kavramak gerekir. CD’ler genellikle aynı yapıya sahiptir. Taşıyıcı kısmı oluşturan CD’deki kalın tabakadır. Çoğu üretici bu tabakayı Polikarbon’dan yapmaktadır. Bu taşıyıcı tabakanın üzerinde ise bilgilerin kaydedildiği kısım yer alır. Bilgilerin okunması sırasında lazer bu kısımdan yansır.

Bilgilerin yazıldığı kısımda koruyucu bir kaplama bulunur, bunun sayesinde hassas kısım UV ışınlarından korunur. Ayrıca bu kaplama CD’nin ön yüzünü de oluşturur.

Yazılacak dosyaların kodlanması

 

Yazılabilen kısım 0,05 ile 0,1 mikrometre arasındaki mikroskobik girintilerden oluşmaktadır. Derinliği 120 Nanometre olan bu girintilere pit denir.
Pit’ler arasındaki araya da yani tümsek kısma “Land” deniyor. Pit ve Land’ların yardımıyla iki dijital temel bilgi yani 1 ve 0 oluşmaktadır. Bu iki değer iki harften oluşan bir alfabeye benzetilebilir. Bu iki değerin kombinasyonları sayesinde bilgiler bir araya gelir.
Bu girintiler ve çıkıntılar, sarmal bir şekilde tüm CD’nin etrafında binlerce kez dönerek izler oluşturur, bu izler okuyucu kafa ile takip edilir. (Bilgisayarın bunca sarmalın içerisinde doğru bilgiye ulaşabilmesi için bu sarmalların başladığı yer olan “Lead-in” kısmında bir içerik listesi bulunmaktadır (TOC-Table of contents).)

Lazerle okuma için kullanılan Teknik


CD üzerindeki bilgilerin okunması ise lazer teknolojisi sayesinde gerçekleşir. CD okuyucu/yazıcı üzerindeki bu lazerin kafası bir motor sayesinde tüm CD yüzeyinde hareket eder, yarı geçirgen bir aynaya lazeri yansıtır ve bu lazerin sadece bir yöne (lazer kafasından CD’ye) doğru geçiş yapmasına izin verir.

Lazerin dalga boyu 780 nanometredir. Bu tür dalga boyları infrared kategorisinde uzun dalga boyları olarak adlandırılır. Lazer ışını lensten çıkarak 0,8 milimetre genişliğindeki taşıyıcı yüzeye yansır. Lazerin bilgileri saklayan yüzeye ulaşması için plastiği aşındırması gerekir ve bu 1,6 milimetre genişlemeye sebep olur.

Toz zerrecikleri lazeri rahatsız eder

Neden lazer ışını direkt olarak yazma işlemini gerçekleştirmiyor hiç düşündünüz mü? Çünkü, daha geniş bir lazer ışını kirli yüzeylerden veya çiziklerden çabuk etkilenmez ve okuma işlemini gerçekleştirebilir. CD yüzeyinde çizikler olduğunda bile 0,5 milimetreye kadar olan çiziklerde lazer ışını yansıyabilecek kadar yer bulabilmekte ve veriyi okuyabilmektedir. Ancak mikrometre ölçülerinde bir lazer ışını, CD yüzeyine geri yansıyacak olursa okuyucu kafa bundan etkilenecek ve bu da okuma hatalarına sebep olacaktır.

CD’de verilerin bulunduğu yüzey, lazer ışınını bir ayna gibi yansıtmaktadır. Ancak yüzeydeki Pit ve Land’ler sayesinde yansıma yüzeyi lazeri yönlendirir ve modüle eder. Böylece yansıyan ışın geri gelirken değişmiş olur. CD sürücüsüne dönen ışın buradan tekrar yarı geçirgen aynaya düşer ve buradan bir fotodiyot’a yönlendirir. Buraya gelen ışın, iki farklı gerilimde (1 ya da 0) elektrik sinyallerine dönüşür ve bilgisayarın anlayabileceği veriler haline gelir.

CD yazıcılar kuvetli, CD sürücüler zayıf lazerlerle çalışır.

Dış görünüş itibariyle CD Yazıcıları CD Sürücülerden ayırt etmek güçtür. İkisinde de CD çekmecesini açmak için bir düğme, ses ayarı için bir düğme ve birkaç da LED bulunur.

Aradaki ufak farklarsa iç kısımlarında yer alıyor. CD Sürücüler verileri okuyabilmek için düşük bir güç harcarken, CD yazıcılar veriyi CD’ye yazabilmek için daha güçlü bir lazere ihtiyaç duyar. Örneğin bir CD-R, veriyi yazabilmek için 300 celsius’luk bir ısı kullanır. CD-RW’ler ise 500 celsius’luk bir ısı kullanır. Bunun 200 celsius’u verinin tekrar silinebilmesi için gereklidir.

CD-RW’ler
, CD sürücüler arasındaki en gelişmiş teknoloji olarak dikkat çekiyorlar. Alışılagelmiş CD-ROM’ları okuyabiliyorlar ve CD yazabiliyorlar. Ayrıca yeniden yazılabilir CD’lere veri yazıp silebiliyorlar. CD-R’ler her tip CD’yi okuyabilirken, sadece CD’lere veri yazabiliyor. Yeniden yazılabilir medyalarla başa çıkamıyorlar. Yakın zamana kadar CD-RW’ler CD-R’lerden pahalıydı. Fakat zamanla CD-R’ler silinerek yerlerini CD-RW’lere bırakmaya başladılar.

CD-ROM’lar içeriğinin değiştirilmesine imkan tanımaz

Içerisinde herhangi bir veri bulunan CD-ROM’larin yüzeyi metalden olusur. Çogunlukla alüminyum veya alüminyum kaplamadan olusan CD’ler eger biraz daha gümüsümsü bir görünüme sahipse, üretici pirinç kullanmis demektir. Bu islem CD’ye altini andiran bir parlaklik veriyor. Metali istenilen mikrometre kalinligina getirebilmek için önce CD isitilir ve sonra preslenir böylece istenen bilgiler bir daha degistirilemez bir sekilde saklanir.

Bir kere yazılabilen CD-R
Bir kere yazılabilen CD-R’lerde ise veri değiştirilebilir. Burada veri kısmı “dye” adı verilen organik renkli bir maddeden oluşur. Bu madde CD’nin de rengini belirtir ve çoğunlukla yeşil, mavi, ya da altın rengindedir. CD yazıcı, veriyi lazer ışınlarıyla yazar ve bu işlem sırasında 300 celsius’luk bir ısıyla ışın renkli yüzeye düşer, bu sayede bu kısımda bir derinleşme gerçekleşir. Yani bir Pit oluşur. Pit’lerin oluşması Land’lerin oluşması anlamına da geleceği için böylece veriler CD yüzeyine yazılmış olur.

Tekrar yazabilen CD-RW
Bir kere yazılabilen CD-R’lere göre bu teknoloji CD-RW’lere veriyi yazar ve siler. CD-R’de olduğu gibi bunda da metal yansıtıcı bir yüzey üzerinde renkli bir kısım bulunmaktadır. Bu yüzeyde de veri kodlanmış halde saklanır. CD-RW’deki renkli kısım iki farklı tipi bir arada bulundurabilir: Kristallin ve Amorph. Kimyacılar kristalleşmeden katılaşan sıvılara amorph adını veriyorlar. Örneğin, cam. Renkli tabakadaki amorph kısımları

isini yansitmadan geçirir. Geçen isik ancak metal kisimdan yansiyarak geri döner. Kristallin kisimlar ise lazer veriyi okurken yansitir. Kristallin ve amorph iki farkli yansitici yüzey olusturur ve bu sayede dijital veriler birlestirilir. CD-RW’nin yazilmasi sirasinda yazici renkli yüzeye yogun lazer isinlari yollamaktadir. Bu esnada isi 500 celsius’u bulabilir. Bu islemden hemen sonra renkli madde hemen sogumakta ve amorph bir duruma gelmektedir.

CD-R’daki gibi CD’yi eski haline döndürmek mümkündür. Amorph bölgeler 200 celsiusa kadar tekrar ısıtıldığında daha yavaş soğuyarak kristalleşir ve veri silinir. Bu sayede CD-RW tekrar yazılmaya el verişli hale gelir. Silme işlemi sırasında CD’nin sarmal kalıbı da yok olmasın diye üreticiler şeffaf olan yüzeye başka bir sarmal kalıp basar ve bu sayede tekrar aynı şekilde CD’ye veri yazmak mümkün olur.

Bu arada CD-RW yazabilen ve DVD okuyabilen aletler piyasada kolayca bulunabiliyor. DVD’lerin yazılabilmesi ise hala pahalı ve problemli bir iş. Hem DVD hem de CD yazabilen bir alet için yüzlerce doları gözden çıkarmalısınız.

6 Kasım 2012 Salı

EKMEK NASIL YAPILIR EVDE NASIL PİŞİRİLİR NEDEN YAPILIR VİDEO İZLE

EKMEK NASIL YAPILIR EVDE NASIL PİŞİRİLİR  NEDEN YAPILIR VİDEO İZLE

Ekmek yapmanın püf noktaları - ekme yapma işlemi - ekmek yapımının aşamaları-evde ekmek nasıl yapılır-ekmek nasıl yapılır hangi aşamalardan geçer-ekmek tarifi-ekmek hakkında herşey-ekmek nasıl pişirilir-ekmek nasıl yapılır video seyret-ekmek nasıl yapılır video izle-buğdaydan nasıl ekmek yapılır seyret
Ekmek yapım işlemlerini 5 aşamada inceleyebiliriz:

1. Hamurun yoğrulması
2. Fermantasyon
3. Şekil verme
4. Son Fermantasyon (mayalama)
5. Pişirme


Hamurun Yoğrulması
Ekmekçiler ekmek yapmada başarı ve başarısızlığı hamurun yoğrulmasına bağlar. Yoğurmadaki hata sonradan giderilemez.

Mikserler
Yoğurmanın iki amacı vardır:
1) Yoğurma bütün bileşenlerin homojen bir karışım meydana getirmesini sağlar. O şekilde bir yoğurma olmalı ki alınan her numunede aynı fiziksel ve kimyasal özellikleri gösterebilsin.


2) Yoğurma glütenin elastikiyet ve su tutma özelliklerini etkiler. Una ilk defa su ilave edildiği zaman unun içine nüfuz edemez, ama un ile su arasında çok ince bir sınır hamur tabakası oluşur. Bu hamur tabakasını kırarak su ve unun karışmasını sağlamak için yoğurma işleminin yapılması gerekir.

Su unun her parçacığını ıslattığı zaman protein parçacıkları şekilsiz vaziyette bir araya gelirler. Yoğurma ilerledikçe glüten parçacıklarının yuvarlağa benzeyen şekilleri uzayarak ipliksi bir görünüme dönüşür ve sonra bu parçacıklar birbirlerine karşı paralel olurlar.

Yoğurmanın ilerleyen aşamalarında hamurun düzgünlük kazanması bu durumun meydana gelmesinden ileri gelir. Bu aşamada hamur azami şekilde mukavemet gösterdiği gibi elastikiyeti maksimum olmuştur. Bu noktadan sonra yoğurmaya devam edilmesi durumunda glüten tuttuğu suyu bırakır ve ortam cıvıklaşır.

Yoğurma sırasında hamur 3 ayrı aşama gösterir. Bunları birbirlerinden belirgin bir şekilde ayıran işaretler vardır. İlk aşamada hamur yapışkan, elastikiyeti az, büyük ıslak parçalardan ibarettir. Yoğurmaya devam edildiğinde hamur yüzeyi düzgün, kuru ve elastiki bir durum alır. Son aşamada ise hamurun yüzeyi düzgün, kuru ve ipeksi bir görünüş kazanır. Uzama yeteneği en yüksek düzeye ulaşır.

Hamurun yoğurma süresinin iyi tespiti, ekmek kalitesini etkilemesi bakımından çok önemlidir. Yoğurma süresi 20 – 30 dakika arasında değişir. Yoğurma süresi üzerine; unun kalitesi, randımanı, verilen su miktarı, katkı maddesi, hamur miktarı ve yoğurucunun devir sayısı etki eder.

Yoğurma süresinin ortalarına doğru tuz katılır. Tuz, ilave edilmeden önce mutlaka eritme kabı içinde eritmeli ve süzülerek kazana verilmelidir. Ekmek mayası da uygun sıcaklıktaki su ile eritilip şerbet haline getirildikten sonra, süzülerek yoğurma kazanına boşaltılır. Kullanılacak maya miktarı unun özelliğine bağlı olarak çuval başına yazın iki üç kalıp kışın ise beş altı kalıp arasında değişir.

Yoğurma işlemi hamur gelişmesinin en üst olduğu noktada bitirilir. Optimum yoğurma süresinin belirlenmesinde aşağıdaki hususlara dikkat edilir:

 

a) Hamurun ıslaklığı azalır, düzgün bir yapıya ulaşır.
b) Hamur yoğurma kazanının kenarlarından ayrılır.
c) Hamur en katı durumuna ulaşır.
d) Hamur yüzeyi düzgün ve açık renklidir.
e) Hamur parçası uzatıldığında kolaylıkla kopuyorsa, hamur henüz olgunlaşmamıştır.


Fermantasyon

Yoğurmadan sonra hamurun uygun bir süre fermente edilmesi gereklidir. Zira yüksek hacimli kaliteli bir ekmek üretimi için fermantasyon şarttır. Birinci fermantasyonun görevi şekeri CO2 gazına dönüştürmek ve hamur kütlesinin kabarmasını sağlamaktır.
Hamurlar yoğurmadan hemen sonra, kuvvet uygulansa dahi istenilen ölçüde şekillendirilemezler.

Hamurun şekil verme aşamasından önce mutlaka olgunlaşmış olması gerekir. Henüz olgunlaşmamış hamurlar taze hamur, ideal olgunlaşma süresini çok aşmış hamurlar geçmiş ya da kartlaşmış hamur diye adlandırılır. Hamurda fermantasyon yoğurma aşamasında başlayarak, mayanın fırın içerisinde öldüğü noktaya kadar devam eder.

Yoğurma sonunda sıcaklığı yüksek hamurlar olgunlaşma noktasına daha çabuk ulaşırlar. Hamurun olgunlaşması için, hamur suyu emerek şişmesi ve mayanın fermantasyonu gereklidir. Fermantasyon gazları hamur içerisinde gaz kabarcıklarını oluştururlar. Bu gaz kabarcıkları hamurun işlenmesi esnasında küçük gözeneklerin oluşmasına ve hamurun daha kısa sürede şişerek istenilen olgunluğa erişmesini sağlarlar. İlk dinlendirme 10–15 dakika sürer.

Fermantasyon süresini unun kalitesi, maya miktarı, sıcaklık, katkı maddelerinin özellikleri ve oksidasyon seviyesi etkilemektedir. Fermantasyon sırasında hamur hacmi orijinal hacminin 5 misline kadar artar ve hamur süngerimsi bir yapı kazanır.

Şekil Verme

Hamura şekil verme son fermantasyondan önce uygulanır. Amacı, gaz çıkmasını sağlamak ve elde edilecek ekmeğe istenen şekli vermektir.

Bölme Tartma Makinesi

Hamura şekil verme işlemi gözenek oluşumunun artmasında etkili olduğundan, ekmek kalitesinde ve hacmin artmasında büyük rol oynar. Hamur, belirlenen gramajda kesme-tartma makinesi ile kesilir, daha sonra hamur parçaları el ile veya otomatik hamur yuvarlatıcılarda yuvarlatılır. Bu işlemin amacı:
Büyük hava kabarcıklarının yok edilmesi,
Hamurda düzenli bir gerilme sağlanması,
Düzgün bir hamur yüzeyi sağlanması,
Şekil vermek için standart bir hamur parçası temin edilmesi,
Maya hücrelerinin ve sıcaklığın hamurun her yerine dağıtılması’dır.

Dinlendirme

Yuvarlanmış hamur parçaları 7–10 dakika bir dinlenme safhasına alınırlar. Bu ara fermantasyon olarak adlandırılır. Ara fermantasyon yuvarlama ile şekillendirme arasında yer alır. Bunun iki amacı vardır:
-Hamurun gevşemesi,
-Son şeklin kolay verilebilmesi.
Unlu mamuller için birçok şekil ve çeşit verme imkanı bulunur. Şekillendirme işlemi amaca göre istenilen şekilde yapılır.

Şekil verme makinesi

Kazan fermantasyonu ile hamurun pişirilmesi arasındaki sürede, hamur şu işlemlerden geçer: Kesme –Yuvarlama – Ara fermantasyon – Şekil verme – Son fermantasyon – Bıçak atma.

Son Fermentasyon

Hamurun şekillendirilmesi ve fırına verilmesi arasında geçen süreye son fermantasyon dönemi adı verilir. Bu süre esnasında hamurun olgunlaşması en iyi düzeye getirilir. Standart, kaliteli bir üretim yapabilmek için son fermantasyon işlemi kapalı ve kontrollü bir ortamda yapılmalıdır. Hamurun son fermantasyona bırakıldığı istim odası 28–30°C de ve %70–80 nispi neme sahip olmalıdır. İstim odasında 55–60 dakika dinlendirilen hamur buradan alınarak üzerini tamamen kaplayacak şekilde ve yataya yakın açı verilerek jilet ya da bıçakla çizilir. Buna bıçak atma işlemi denir. Bıçak atma işlemi hamurun dinlendirilmesi sırasında oluşan gazın pişirme sırasında kolayca çıkmasını sağlamak daha kabarık ve kabuğu çatlak olmayan ekmek elde etmek için yapılır. Bıçak atma işleminin ardından ise hamur fırına verilir.

Pişirme

Sıcaklık etkisi ile hamur lezzetli iştah açıcı kolayca hazmedilebilen, süngerimsi aromatik bir ürüne dönüşür. Ekmeğin pişmesi sırasında meydana gelen olaylar oldukça karışıktır.


Mikroorganizmalar ve enzimler fonksiyonlarını yitirir, çeşitli aroma maddeleri meydana gelir. Bütün bu olaylar pişirme sıcaklığında olur. Hamur fırına konulduğu zaman buhar verilerek ortamın nemlenmesi sağlanmalıdır, fırının sıcak atmosferi ile karşılaşan hamur üzerinde derhal ince bir tabaka oluşur.

Meydana gelen diğer önemli bir olay hamur hacminin 1/3 oranında artmasıdır. Ekmeğin ortalama pişirme sıcaklığı 220–245 °C, pişirme süresi ise ekmek büyüklüğüne bağlı olarak 18–20 dakikadır.

Pişirme sırasında ürün kalitesini etkileyen faktörler;

a) Pişirme sıcaklığı
b) Pişirme zamanı
c) Buhar kaynağıdır.


Ülkemizdeki fırınlar direkt ve endirekt ısıtmalı olarak iki çeşittir. Direkt ısıtmalı olarak adlandırılan kara fırınlarda, odun ateşiyle oluşan ısı, hem fırın tabanı hem de hamurla temas eder. Isı kaynağı olarak odun, odun talaşı, prina kullanılır. Bu tip fırınlarda insan sağlığı açısından mazot, fueloil gibi yakıtların kullanılması yasaktır. Endirekt ısıtmalı fırınlardan ülkemizde en yaygın olarak kullanılanları, borulu fırınlar ile döner arabalı fırınlardır. Ayrıca tünel tipi fırınlarda seyrek de olsa kullanılır.

5 Kasım 2012 Pazartesi

DONDURMA NASIL YAPILIR EVDE DONDURMA YAPIMI VİDEO İZLE

DONDURMA NASIL YAPILIR EVDE DONDURMA YAPIMI VİDEO İZLE

evde dondurma nasıl yapılır-maraş dondurma nasıl yapılır-ev yapımı dondurma-dondurmanın yapılışı oku-sütlü dondurma nasıl yapılır seyret-dondurma nasıl yapılır video izle-dondurma tarifi-kakaolu dondurma nasıl yapılır
Malzemeler:
1 Litre Yağlı Süt
1 Tatlı Kaşığı Toz Salep ’5 gr’
1 Çay Kaşığı Vanilya
1 Su Bardağı Toz Şeker

Ön Söz:
Evde dondurma nasıl yapılır diye aramaya gerek yok. Bu tarif, dondurma sever tarafından donurmayı sevenler için hazırlandı. Yapmanız gereken, aktardan hakiki salep almanız ve 1 litre yağlı sütü tedarik ederek işe başlamanız yeterlidir. Sonrası, sabır ve inatla kendi dondurmanızı hazırlayarak, sevdiklerinizle paylaşmanızdır. Kolay gelsin.

Ön Hazırlık:
Bir kap içerisine toz şeker, salep, vanilya konulacak ve karıştırılacak.
UzmanTV
Dondurma Yapmayı Öğrenin

evde_dondurma_yapimi

Maharetini Göster:
Tencere içerisine 1 litre süt konulacak ve normal ısıda kaynatılacak. 


Üzerine hazırlanan “toz şeker, salep, vanilya” karışımı bitinceye kadar “azar azar” ilave edilecek. 

Tencere kaynamaya başladıktan sonra, ocak ısısı düşük ısı konumuna getirilecek. Saat’a bakılacak ve not edilecek. 


Tencere 10 dakika süre ile savrularak kaynatılacak. Süre bitiminde tencere ocaktan alınacak ve oda sıcaklığına düşünceye kadar bekletilecek. 

Ardından tencere kapağı kapalı olarak, dondurucuya konulacak ve 2 saat süre ile dondurucuda tutulacak. 

Süre bitiminde tencere dondurucudan alınacak ve karıştırılacak.Tenceredeki süt tamamen donuncaya kadar, her saat başı karıştırma işlemine devam edilecek. 

Yaklaşık 5 saat süre sonunda vanilyalı dondurmanız sevise hazır. Sonrası malum.

‘Kolay Gelsin’

İLAÇ NASIL YAPILIR HAP NASIL ÜRETİLİR VİDEO İZLE

İLAÇ NASIL YAPILIR HAP NASIL ÜRETİLİR VİDEO İZLE İLAÇ HAKKINDA TEMEL BİLGİ


İlaçlar Nasıl Yapılır-haplar nasıl yapılır video izle-haplar nasıl üretilir-haplar nelerden yapılır seyret-hap yapımı video izle-Haplar Nasıl Yapılır?-Hap Nedir?-Yapımı ve Üretimi Video izle-hap fabrika yapımı-haplar fabrika üretimi

Hastalıkları tedavi etmek için kullanılan maddelere İlaç denir.
İlaçlar elde edildikleri yere göre üçe ayrılırlar:

1- Madenlerden elde edilen ilaçlar
2- Bitkilerden elde edilen ilaçlar
3- Hayvanlardan elde edilen ilaçlar.

Madensel menşeli ilaçlara (Kimyevi ilaçlar) da denir. Bunlar kimyevi maddelerden doğrudan doğ­ruyla yapılırlar. Mesela; (İngiliz tuzu), (Aspirin), (Sülfamitler) vs. gibi x

Bitkilerden elde edilen ilaçlar; bitkilerin köklerinden, çiçeklerinden yahut kabuklarından yapılırlar. Mesela; (Hintyağı), (Kinin), (Dijital) vs. gibi

Hayvansal menşeli ilaçlar ise; hayvanların veya insanların doku ve organlarından hazırlanırlar. Mesela: (İnsülin), (Karaciğer hülasası), (Aşılar) vs. gibi.

İlaç Şekilleri

Bütün ilaçlar genel olarak (Katı) veya (Sıvı) hal de bulunurlar.

Katı İlaç Şekilleri

1- Toz: Öğütülüp toz haline getirilerek kul anılan ilaçlardır.
2- Hap: Toz halindeki ilacın hamur haline getirilerek yuvarlak şekiller verilmesiyle yapılan ilaçlardır.
3- Kapsül: Jelatinden yapılmış bir muhafaza içinde bulunan ilaçlardır.
4- Tablet: Toz halindeki ilaçların küçük ve yassı yuvarlaklar şeklinde tazyik edilmesiyle yapılan ilaçlardır.
5- Draje: Tabletlerin üzerinin şeker ile kaplanmasıyla hazırlanan bir ilaç şeklidir.
6- Merhem: İlaçların Domuz
yağı, Vazelin veya diğer bazı yağlar içersine katılması ile hazırlanan ilaç şeklidir.
7- Fitil: İlaçların Kakao yağı veya Gliserin ile karıştırılarak hamur haline getirildikten sonra koni şeklinde hazırlanan ilaç şeklidir.

Sıvı İlaç Şekilleri

1- Tentür: Herhangi bir ilacın alkoldeki eriyiğidir. Yani ilacı alkol içinde eritmek suretiyle
hazırlanan bir ilaç şeklidir. Mesela: Tentürdiyot, İyodun alkol içindeki eriyiğidir.
2- Sulu Mahlüller ( Solüsyonlar): İlacın suda eritilmiş şeklidir.
3- Şurup: İlacın koyu şekerli suda eritilmiş şeklidir.
4- Ampul: Ampul adı verilen kapalı cam bir muhafaza içersinde saklanan steril ve sıvı halde olan bir ilaç şeklidir.

İlacın Verilme Yolları


İlaçların şekilleri ayrı olduğu gibi, vücuda verilme yolları da ayrı ayrıdır. İlacın verilme yolu deyince o ilacın vücuda hangi yoldan verilmesi lazım geldiğini ve verildiğini anlarız. Bu yol, ilacın verilmesindeki maksada, ilacın şekline ve verilme şartlarına göre değişir.
İlaçlar vücuda başlıca iki ayrı yoldan verilirler:

1- Dıştan veriliş,
2- İçten veriliş.

Dıştan Veriliş

Dıştan tatbik edilen ilaçlar, tatbik edildikleri deri bölgesine, bazen de derialtı dokularına tesir ederler. Dıştan tatbik edilmek suretiyle kullanılan ilaç şekilleri şunlardır:

1- Sulu Mahlüller (Solüsyonlar): Solüsyonlar, içlerinde bulunan ilaçların tesir
tarzlarına göre mikroplun öldürücü yani dezenfektan, temizleyici veya tahriş edici olarak kullanılırlar. Mesela: Ağzı çalkalamak, gargara yapmak veya yaraları
yıkayıp temizlemek maksadıyla.

2- Merhemler: Merhemler vücut üzerine tatbik edildikleri zaman vücut sıcaklığında erirler. Merhemin içindeki ilaç uzun bir müddet deri ile temas halinde kalır ve deriden
emilerek tesir eder. Merhemler hiçbir zaman akıntılı yaralara sürülmemelidirler. Çünkü sürüldükleri takdirde yaranın akıntısına mani olurlar.

İçten Veriliş
İlaçlar içten birçok yollarla vücuda verilirler. İç ten verilen ilaçların çoğu kana karıştıktan sonra bütün vücuda veya bir kısım organlara tesir ederler; ilaçların bu tesirleri; ilacın verilme yollarına, cinsine ve miktarına göre değişir.

İlaçlar içten en çok şu yolarla verilirler:


1- Ağız yolu:
Sıvı ve katı ilaçların pek çoğu ağız yolu ile veri lirler. ilacı ağız yolu ile kullanmak pek kolaydır. Çünkü hem hasta ağrı duymaz, hem de ilacı vermek için özel bir alete ihtiyaç yoktur. İcabında ilacı hasta kendisi dahi alabilir. Alınan ilaç sindirim sisteminden inilerek kana karışır.
Ağız yolu ile ençok kullanılan ilaç şekilleri şunlardır: (Kapsül), (Tablet), (Draje), (Hap) , (Şurup), (Tentür) vs.

2- Solunum Yolu:

Bazı ilaçlar vücuda solunum yolu ile verilirler. Bu şekilde verilen ilaçların, bazıları Soluk borusu ve Bronşlar üzerine tesir ederler. Bazıları da Akciğerlerden emilerek kana karışırlar ve bütün vücuda tesir ederler. Solunum yollarına tesir etmesi arzu edilen ilaçlar su da eritilerek kaynatılırlar. İlaç verilecek olan şahıs, ilaç kaynarken onun yanına oturtulur ve başından aşağı bir örtü örtülerek ilaçtan çıkan buğuyu teneffüs eder.

Solunum yolu ile en çok solunum yollarını temizleyici ilaçlar ve (Eter), (Kloroform), (Azot protoksit) gibi Narkotik ilaçlar yani Bayıltıcı ilaçlar verilir.

3- Zerk Yolu:

İlaçlar zerketmek suretiyle de kullanılırlar. Burada ise kısaca; zerkedilecek ilaçların steril olarak hazırlanmış ampul veya şişeler içersinde bulunduklarını ve bu ilaçların vücuda (Enjektör) adlı aletle, yerine göre derialtından, adale içine veya damardan zerkedildiklerini söyleyelim.

4- Rektum Yolu
:
Ağız yolu ile ilaçların verilmesi mahzurlu veya im kansız olduğu hallerde bu ilaçlar rektum yolu ile verilir ve bardaklardan kana karışarak bütün vücuda tesir ederler.
Rektum yolu ile ilaçlar iki tarzda verilir:

a- Lavman Suretiyle: Verilecek ilaç sıvı hale getirildikten sonra İrrigatör denilen aletle Rektuma sevkedilir. Bu ilacın emilmesi ve kana karışma sı rektum yoluyla olur.
Bazı lavmanlar bağırsakları boşaltmak suretiyle tesir eder ki bu çeşit lavmanın emilmesi ve kana karışması mevzubahis değildir.

b- Fitil: Fitiller, ilacın Kakao yağı gibi zararsız maddeler ile karıştırılarak koni biçimine sokulan ilaç şekilleridir.

Fitillerin bir de kadınlarda Vajen yolundan tatbik edilmek üzere hazırlanan şekilleri vardır ki bunlara da Ovul denir ve küçük zeytin tanesi biçimindedirler. Gerek fitiller, gerekse ovüller oda sıcaklığında katı halde oldukları halde Makat veya Vajene sokulunca vücut hararetinde erirler ve içlerinde bulunan ilaç Rektum veya vajeni kaplayan zardan emilerek kana karışır.
                                                              
SOLVER KİMYA

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Bluehost Coupons