11 Ekim 2012 Perşembe

KABİR ZİYARETİ VE ÖLÜLERE DUA

KABİR ZİYARETİ VE ÖLÜLERE DUA


KABİR ZİYARETİ VE LLERE DUAKadın-erkek herkese, ibret almak, ölümü hatırlamak maksadıyla kabirleri ziyaret etmek

müstehaptır. Allah'ın veli kullarının kabirlerini, hem teberrük hem de ibret almak
maksadıyla ziyaret etmek de böyledir. Resûlullah (s.a.v), önceleri kabir ziyaretine izin
vermiyordu, fakat sonraları izin vermiştir. Hz. Ali'den (r.a) rivayet edilen bir hadis-i
şerifte Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Sizlere kabir ziyaretini yasaklamıştım, ama artık onları ziyaret edebilirsiniz. Ancak
kimse oralarda çirkin ve kötü sözler konuşmasın.” [1]
Resûlullah (s.a.v) beraberindeki zırhlı bin kadar askerle annesinin kabrini ziyarete
gitmişti. Bugüne kadar onun böyle ağladığını hiç kimse görmemişti. İşte bu ziyaretinde
Resûlullah (s.a.v), “Ziyaretine izin verildi, ama onun için istiğfar etmeme izin
verilmedi.” [2] buyurdu. Bu hadisi daha önce zikretmiştik.
İbn Ebî Müleyke (rah) anlatıyor: Bir kabristanlıkta Hz. Âişe (r.anh) ile karşılaştım:
—Ey Müminlerin annesi, nereden dönüyorsunuz diye sordum:
—Kardeşim Abdurrahman'ı ziyaretten, dedi. Ben:
—Resûlullah (s.a.v) kabir ziyareti yasaklamamış mıydı? diye sordum:
—Evet, yasaklamıştı, ama daha sonra ziyaret etmemizi emretti, dedi.
Yukarıda zikredilen hâdise ile kadınların mezarları rahatça ziyaret edebileceği
düşüncesine varılmasın. Zira onlar (ölmüş olan yakınlarını kaybetmenin acısına tahammül
edemeyerek ya kendilerine ya da yakının ölümüne sebep olan kimselerin aleyhlerinde) kötü
ve boş sözler konuşmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Kazanacakları sevap kazandıkları
kötülüğü karşılamaz. Oraları ziyaret etmenin verdiği hüzün ve hasretle kendilerini
dağıtırlar ve böylelikle mahrem yerlerini başkalarına göstermiş olurlar. Bunlar ise
büyük afetlerdir. Hâlbuki kabir ziyareti sünnettir. Bir sünneti ihya etmek için bu kadar
günah işlenilmez!
Evet, erkeklerin gözlerine takılmayacak, onları meşgul etmeyecek tarzda elbiseler
giyerek kabirleri ziyaret etmelerinde bir sakınca yoktur. Tabi bu ziyaret de, duanın
aşırı gidecek kadar fazla uzatılmaması ve kabrin başında konuşulup fuzulî vakit
geçirilmemesi kaydına bağlıdır.
Ebû Zerr'in (r.a) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûlullah (s.a.v) ona şöyle
buyurmuştur:
Kabirleri ziyaret et, bu sana âhireti hatırlatır. Ölüleri yıka, zira ruhu alınmış boş
bir cesetle uğraşmak insana kuvvetli bir öğüttür. Cenaze namazlarına katıl, belki
üzülmene vesile olur. Şunu bil ki hüzünlü kimseler Allah'ın gölgesinde (muhafazası)
altındadır.” [3]
İbn Ebî Müleyke (rah) der ki: Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Ölülerinizi ziyaret edin, yanlarına vardığınızda selâm verin; çünkü onlardan alacağınız
ibretler vardır.” [4]
Nâfi'nin nakline göre, İbn Ömer (r.a) eğer bir kabrin yanından geçecekse, yanında biraz
bekler, selâm verir ve öyle geçerdi. Câfer b. Muhammed [5] babasından rivayetle şunu
anlatır:
“Resûlullah'ın kızı Fâtıma (r.anh) bazı günler amcası[6] Hamza'nın (r.a) kabrini ziyaret
eder, orada namaz kılar ve ağlardı.”
Resûlullah (s.a.v) buyurmuştur ki:
“Kim, her Cuma anne ve babasının veya ikisinden birinin kabrini ziyaret ederse
bağışlanır ve anne babasına karşı iyi davrananlardan yazılır.” [7]
İbn Sîrîn'den (rah) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur:
“Anne ve babasına asi olduğu halde onları kaybeden bir kimse, vefatlarından sonra
arkalarından (bağışlanmaları için) dua ederse Allah o kimseyi iyilerden yazar.” [8]
Yine Nebî (s.a.v) buyurmuştu ki:
“Beni ziyaret edene şefaatim vacip olur” [9]
Bir diğer hadislerinde de şöyle buyurmuştur:
“Kim (hayatımda ya da vefatımda) Medine'ye gelir ve sırf Allah rızasını gözeterek ve
sevabını O'ndan umarak beni ziyaret ederse kıyamet günü onun şefaatçisi ve (hayırlı
amellerinin) şahidi olurum.” [10]
Ka‘bu'l-Ahbâr (rah) şöyle demiştir:
“Her fecir doğduğunda gökten yetmiş bin melek inerek Resûlullah'ın kabrini kuşatırlar.
Üzerinde kanatlarını çırparak ona salât-ü selâm ederler. Akşam olduğunda bu melekler
göğe yükselir, yerlerine onların sayısınca başka melekler inerler. Bunlar da aynen
birinci grup gibi salât-ü selâm getirirler, ta ki (dünyanın ömrü tükenip de) yer
yarılana kadar buna devam edeler. Resûlullah (s.a.v) o gün yetmiş bin meleğin arasında
saygı ve hürmetle diriltilir.” [kaynak belirtilmeli]
Kaynaklar ve Dipnotlar
[1] Hâkim, el-Müstedrek, 1/376; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 42555; Müslim,

Cenâiz, 105–106; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 81; Nesâî, Cenâiz, 101; İbn Mâce, Cenâiz, 48; Ahmed
b. Hanbel, el-Müsned, 2/441.
[2] Müslim, Cenâiz, 105–106; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 81; Nesâî, Cenâiz, 101; İbn Mâce,

Cenâiz, 48; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/441; Hâkim, el-Müstedrek, 2/336.
[3] Hâkim, el-Müstedrek, 1/376; Beyhakî, Şuabu'l-İmân, nr. 9291; Süyûtî, ed-Dürrü'l-

Mensûr, 6/439; Münzirî, et-Terğîb ve't-Terhîb, nr. 5135; Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 49–
50.
[4] Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs, nr. 3169; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 24830;

Zebîdî, İthâf, 14/271.
[5] Câfer (Sâdık) b. Muhammed b. Ali (Zeynelâbidin) b. Hüseyin (r.a) b. Ali (k.v) b. Ebî

Tâlib (r.a)
[6] Babasının amcası kastedilmektedir.
[7] Taberâni, el-Mucemü'l-Evsât, nr. 6110; es-Sağîr, nr. 956; Süyûtî, ed-Dürrü'l-Mensûr,

5/267; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, nr. 4312.

Zebîdî bu rivayetten sonra Anne ve babanın

kabirlerini ziyaret etmenin faziletine dair şu hadisleri zikreder: Hâkim ve İbn Adiy'in
rivayet ettikleri bir hadis-i şerifte Resûlullah (s.a.v) buyururlar ki: “Kim ecrini ve
sevabını Allah'tan bekleyerek anne ve babasını ya da onlardan birinin kabrini ziyaret
ederse, Allah ona kabul olunmuş bir hac sevabını yazar. Kim onların kabirlerini ziyaret
ederse, melekler de onların kabirlerini ziyaret eder.” Ebû'ş-Şeyh, Deylemî, İbn Neccâr
ve Râfiî'nin rivayet ettikleri bir hadiste de, “Cuma günleri anne babasının ya da
onlardan birinin kabirlerini ziyaret ederek başlarında Yâsin okuyan kimseye Allah,
okuduğu her harfe mukabil mağfiret ihsan eder” buyurulmuştur.

[8] Beyhakî, Şuabu'l-İmân, nr. 7901; Süyûtî, ed-Dürrü'l-Mensûr, 5/267.
[9] Hâkim Tirmizî, Nevadirü'l-Usûl, nr. 112; Bezzâr, el-Bahrü'z-Zehhâr, nr. 1198;

Beyhakî, Şuabu'l-İmân, nr. 4159; Ali el-Müttakî, Kenzu'l-Ummâl, nr. 42583; Heysemî,
Mecmau'z-Zevâid, nr. 5841; Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, nr. 8715;
[10] Beyhaki, Şuabu'l-İmân, nr. 1583; Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, nr. 8716; ed-Dürrü'l-Mensûr, 1/569.

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Bluehost Coupons